ZEYTİNYAĞI HAKKINDA

 

... Zeus insanlığa en değerli armağını veren tanrı ya da tanrıçanın yeni kurulan şehrin hükümdarı olacağını ilan eder. Bunun üzerine deniz tanrısı Neptün ile bilgelik tanıçası Athena mücadeleye girişir. Neptün insanları uzak yerlere götürecek ve savaşlar kazanmalarına yardımcı olacak deniz'i yaratır. Athena ise bir zeytin ağacı..Bu bitkinin insanlığın yaralarını iyi edecek merhem, lezzetli ve bol faydalı bir besin maddesi ve karanlıkları aydınlatacak bir alev olduğunu söyler. Zeus ödülü Athena'ya verir ve şehir halkı Athena'nın onuruna şehre "Atina" adını verirler. Persler Atina'ya saldırdığında akropoldeki zeytin ağacını yakarlar, ne var ki, ağaç bir gecede tekrar filizlenip ölümsüzlüğünü kanıtlar....

 

 

Bundan sonra ölmez ağaç olarak anılan bu bitki ve bu bitkinin suyu olan zeytinyağı insanlar için gerçek sağlık, gençlik ve güzellik kaynağı olmuştur. 

Zeytin üretimi sınırlı sayıda olup, zeytinyağı gereksinimi sayısız olduğu için insanoğlu 6 bin yıldır zeytinden daha çok yağ çıkarmaya çalışmıştır. Zeytinin yağı, zeytin ağacı meyvesinden doğal niteliklerinde değişikliğe neden olmayacak bir sıcaklıkta, çeşitli mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak üretilen ve doğal halde gıda olarak tüketilebilen yağdır ve olgun bir zeytinin dörtte biri yağdan oluşur. Zeytin, yağı olan tek meyve suyudur. Asit derecesi en düşük zeytinyağı en kusursuz zeytinyağıdır.  


Elde ediliş şekillerine ve üretimde uygulanan yöntemlere göre ana başlıklarla 3 sınıfa ayrılır;


Naturel Zeytinyağı 

 

Yüzde 3,3'ten daha az aside sahip zeytinyağları natürel zeytinyağ olarak adlandırılr. Natürel yağlar biyolojik açıdan en değerli yağlar olarak kabul edilir. Natürel zeytinyağları kendi aralarında asitlik derecelerine göre Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK) ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından belirlenen standarlarla göre dört grupta değerlendirilir.

Natürel Sızma Zeytinyağı 

 

Asitlik oranı yüzde 0.8'den daha düşük yağlardır. Kusursuz olarak nitelendirilen bu yağlarda zeytin meyvesinin tat, koku ve vitaminleri kaybolmadan bulunmaktadırlar. Bu tür zeytinyağı çiğ olarak tüketilebilen en kaliteli zeytinyağıdır. Balıklarda, salatalarda, haşlanmış sebzeler ve hatta ekmek ile doğrudan kullanılabilir.
 

Natürel Birinci Zeytinyağı 

 

Bu yağların asit oranı maksimum yüzde 2'dir. Kokusu ve tadı biraz kusurlu anlamına gelir. Daha çok pişen yemeklerde kullanılması önerilir.

 

Natürel İkinci Zeytinyağı

 

Bu yağların da asit oranı yüzde 2 ile 3,3 arasındadır. Kokusu ve tadında kabul edilebilecek seviyede kusur var demektir.

 

Asit oranı 3,3 ten yüksek olan yağlar kusurlu olarak ifade edilir. Küflü ve bozuk yağları temsil eden bu yağlar doğrudan tüketim için uygun değildir. Sağlıklı olarak tüketebilmek için rafine edilerek yüksek asit ve kötü tat ve kokuları giderilir. Bu yağlar aynı zamanda sabun yapmak için kullanılır.

 

Rafine Zeytinyağı 

 

Yüksek asit, kötü tat ya da kokuya sahip zeytinyağlarının doğal yapısını bozmadan yağdan ayrıştırılarak (rafine edilerek) yenilebilir hale getirilmiş yağlara rafine zeytinyağı denir. Rafinasyon işlemleri, yağ asitlerinin ayrıştırılması (nötralizasyon), renginin açılması (ağartma), tat ve kokusunun ayrıştırılması (deodorizasyon) gibi aşamalardan oluşur. Asitsiz, kokusuz ve renksiz bu yağlara iyi kalite yağ karıştırılarak tekrar zeytinyağı özelliği kazandırılır. Hafif (light) yemeklik olarak adlandırılan bu yağlar Türkiye'de pek tercih edilmez, ancak ABD, Rusya gibi zeytinyağını yeni öğrenen ülkelerde oldukça çok tüketilir.

Riviera 

 

Yüzde 10-20 Natürel ve yüzde 80-90 rafine zetinyağı karıştırılarak elde edilen bu yağların asitlik oranının azami 1,5 değerinde olmalıdır.

 

Zeytinyağı, kendine özgü tat, koku, renk ve aromasını değiştirebilecek dört şeyden hoşlanmaz; ışık, sıcaklık, hava ve zaman.  

 

Parlak ışık ve yüksek sıcak, zeytinyağındaki asit derecesinin artmasına ve tadının ağırlaşmasına neden olur. Bu sebeple zeytinyağını teneke kutu veya koyu renk cam şişede almaya ve evinizde ışık almayan tercihen 18 °C bir yerde korunmasına özen gösterin. Zeytinyağının buzdolabında veya çok soğukta saklanmasını önermiyoruz, donar ancak çözülmesi kalitesini etkilemez.

 

Hava ile temas ettiğinde zeytinyağı oksidasyona uğrar. Oksidasyon da yağı ekşitir, tadını bozar. Bunun için zeytinyağı şişelerinizin ağızlarını sıkı sıkıya kapalı tutmak gerekir.

 

Zeytinyağı şarap gibi mahzende yıllar geçtikçe şişesinde daha da güzelleşen bir ürün değil aksine şişe açıldıktan sonra kısa bir süre içinde tüketilmesi gereken bir üründür. Her zeytinyağının kendine has renk, koku ve tadını aynen koruyabilme süresi şişe açılmadığı sürece ortalama 2 yıldır. Kısacası, zeytinyağı bekledikçe “bozulmasa” da, asidi artar ve aromasını yavaş yavaş yitirir.

 

Biz Delicce'lerimizi size gelene kadar ışık görmeyen, uygun sıcaklığı korumasını sağlayacak krom tanklarda saklıyoruz. Şişeler haftalık partiler için taze taze dolup, ağızlar sıkıca mantarla kapatılıp, kapşonlanıyor. Kısa sürede tüketmenizi önerdiğimiz çeşnili ve küçük boy ürünlerimiz haricinde, ultraviole ışık geçirmeyen koyu renk şişelerde sizlere ulaştırılıyor.